Vezikoüreteral reflü (VUR) toplumun yaklaşık %1’inde görülen bir rahatsızlıktır. İdrar kesesinden (mesane) böbreklere geriye doğru idrarın kaçması anlamına gelir. Bu geri akış (reflü) böbreklerin hem yüksek basınçlı hem de kirli idrarla temasına neden olarak uzun dönemde böbrek hasarına neden olabilir. Nedeni, idrar kanalının idrar kesesine açıldığı noktanın genetik yapısal bozukluğu olabileceği gibi idrar kesesinin dışarı açıldığı noktadaki anatomik veya fizyolojik bir darlıkta idrar kesesinin içinde yüksek basınca yol açarak ikincil kaçağa neden olabilmesidir. Bu rahatsızlık böbreklere yayılmış idrar yolu enfeksiyonu olasılığını artırarak böbrek hasarına neden olabilir. Böbrekler kendini yenileyemeyen organlar olduğu için hasarlar kalıcı olabilir ve gelişen enfeksiyonlarla o taraf böbreğin çalışmaz hale gelmesine neden olabilir. İleri dereceli ve tedavi edilmemiş hastalarda yüksek tansiyon, böbrek yetmezliği gibi hayatı tehlikeye atabilecek durumlar ortaya çıkabilir. Tedavi edilmemiş reflü çocukluk çağı yüksek tansiyonun en sık nedenidir ve tedavisiz reflüsü olan çocukların %10 ila 20'sinde böbrek yetmezliği gelişmektedir.
Hastalık sonda takılarak çekilen filmlerle tanısı konup 1’den 5’e kadar derecelendirilir. Bu filmde 1 en hafif, 5 en ağır dereceli reflüyü gösterir. Reflü kendiliğinden iyileşme olasılığına sahip bir rahatsızlıktır. Düşük dereceli reflülerin kendiliğinden iyleşme olasılığı yüksek iken yüksek dereceli reflülerde bu oran oldukça düşüktür. Bu nedenle reflü tanısı konulduğunda hemen cerrahi işlem planlanmaz. Koruyucu antibiyotik tedavisi ile izlem başlangıç tedavisidir. Çocuklarda 1-5 yaş arasında derecesi I, II ve III olan reflülerin takibine devam etmek daha doğruyken, IV ve V. derece reflüye sahip olanlarda ve takiplerinde antibiyotik korumasına rağmen ateşli idrar yolu enfeksiyonu geçiren, böbreğinde yeni hasar bölgeleri beliren veya çift toplayıcı sistem gibi anatomik bozukluğu olan çocuklarda cerrahi tedaviyi düşünmek daha uygundur. Koruyucu antibiyotiğe rağmen enfeksiyon geçirilmesi başlıca cerrahi girişim nedenidir. Çoğu zaman 5 yaş üzerinde reflüsü geçmeyen kız çocuklarında da cerrahi tedavi önerilmekteyken, çok seyrek durumlar dışında erkeklerde 5 yaşından sonra antibiyotik baskılama tedavisi dahil herhangi ileri bir tedaviye ihtiyaç duyulmaz.
Cerrahi olarak reflünün düzeltilmesi endoskopik, robotik, laparoskopik veya açık cerrahi ile gerçekleştirilebilir.
Endoskopik Tedavi
Birçok ağır olmayan reflüde ilk tedavi seçeneği olarak görülmektedir. İdrar kanalının keseye bağlandığı noktaya ufak bir miktar vücut ile uyumlu sentetik malzeme enjekte edilerek anatomik bozukluğun düzeltilmesine dayanan bu yöntemler uygulama kolaylığı ve düşük yan etki oranları ile birçok cerrah tarafından tercih edilmektedir. Bu yöntem ile I. ve II. derece reflüler %78,5 oranında başarı ile tedavi edilebilmektedir. Reflü ciddiyeti arttıkça veya idrar yapma bozuklukları tabloya eklendiğinde bu başarı oranı %50-60 düzeyine düşmektedir.
Açık Cerrahi
Bu yöntemlerle reflü düzeltilmesi idrar kanallarının idrar kesesine giriş noktalarının yeniden şekillendirilmesine dayanır. Bu yolla yapılan düzeltmeler %92-98 gibi çok yüksek başarı oranlarına sahiptir. Bu tür ameliyatlar çocuklar tarafından çok zor olmadan tolere edilirler ve çoğunlukla bir hafta gibi kısa bir sürede çocuklar gündelik aktivitelerine geri dönebilirler.
Laparoskopik Tedavi
Açık ameliyatlara benzer başarı oranlarına sahip olmasına rağmen ameliyat sürelerinin uzun olması ve cerrahi zorlukları nedeniyle çok popülarite kazanmamışlardır.
Robotik Cerrahi
Laparoskopik cerrahiye karşın robotik cerrahi hem getirdiği 3 boyutlu görüş imkanı hem de sağladığı üstün hareket kabiliyeti ile minimal invaziv cerrahide çığır açmıştır. Bu yöntem ameliyatlarda gerçekleşen kan kaybını ve enfeksiyon riskini azaltmakta ve ameliyat sonrası çocuğun yaşayacağı sıkıntıları en aza indirmektedir. Ancak tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de hem teknik hem de cerrahi deneyim kısıtlıdır.